Bugun...

Kalp krizine karşı bypass mı stent mi?

Dünyada en sık görülen ölüm nedeninin kalp krizi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Güden “Bunun da sebebi iskemik kalp hastalığı denilen koroner arterlerin daralmasıdır. İster stent ister bypass olsun hastalığın kendisini yok edemiyoruz. ''
facebook-paylas
 Tarih: 11-03-2020 12:44:20

Kalp krizine karşı bypass mı stent mi?

 

 Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Güden, bypass ve stent arasındaki farklara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

 

Prof. Dr. Güden, dünyada en sık görülen ölüm nedeninin kalp krizi olduğuna dikkati çekerek “İskemik kalp hastalığı, kalbi besleyen koroner damarların, damar sertliğine bağlı tıkanması sonucu oluşur. Bu hastalığın sonucunda da en kötü senaryo hastanın kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesidir. Tabii bu bir yelpazedir. Yani bu durum kendisini basit bir spazm ya da sadece yürüyüş esnasında göğüs ağrısı şeklinde gösterebilir. Her kalp krizinde hastalar vefat etmez. Ama dünyada en sık görülen ölüm nedeni kalp krizidir. Bunun da sebebi iskemik kalp hastalığı dediğimiz koroner arterlerin daralmasına bağlı olan durumdur” dedi.

 

RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
 

Düzenli doktor takibinden ziyade risk faktörlerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Güden, hastalığın nedenlerini şu şekilde açıkladı: “Öncelikle ailede kalp hastalığı öyküsünün bulunup bulunmadığı oldukça önemli. Koroner arterlerin daralmasında hastanın genetiği, 40 yaş üzerinde olması, sigara kullanımı, diyabet, yüksek tansiyon ve kolesterol ile sedanter yaşam yani hiçbir egzersiz faaliyetinin olmaması büyük rol oynuyor. Unutulmaması gereken olay şu; değiştirilebilir ve değiştirilemeyen risk faktörleri vardır. Genetik taraf değiştirilemez ama diğer faktörler, yaşam şeklinin değiştirilmesiyle düzeltilebilir. Bu durumlarda doktor kontrolü oldukça önemli. Tabii hemen anjiyo yapılmasından bahsetmiyorum. Ön tetkiklerin yapılması, şüpheli bir durum varsa o zaman anjiyoya kadar gidecek tanı yöntemlerinin kullanılmasından bahsediyorum.”
 

3 TEDAVİ YÖNTEMİ BULUNUYOR
 

Prof. Dr. Güden, hastalar için 3 tedavi yöntemi olduğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı: “İskemik kalp hastalığı tespit edildikten sonra en iyi altın standart; anjiyo yapılıp damarların durumunun görülmesidir. Bu damarlarda da illa damar sertliği yani koroner arter hastalığı var demek ya da işlem yapmak gerekmiyor. Çok ciddi damar darlıkları yoksa hasta önce medikal tedaviyle yani ilaçlarla takip edilir. Medikal tedavi dışında bu darlıklar stent ya da bypass yöntemleriyle giderilebilir. Tabii bu yöntemlerin içinde en avantajlısı hasta için en iyisi olandır. Yani hastanın bu işten ne fayda göreceğidir. Hasta için en ideal tedavinin ne olacağını bulmak gerekiyor. Çünkü bunlar geçici tedaviyle halledilecek hastalıklar değil. Bunlar uzun süreçli, kronik hastalıklar olduğu için hastayla birlikte ömür boyu devam edecektir.”
 

ÖNEMLİ OLAN UZUN VADEDE FAYDA SAĞLAMASI

 

Stent ya da bypass ile asıl hastalığın tedavi edilmediğine işaret eden Prof. Dr. Güden, şu değerlendirmede bulundu: “İster stent olsun ister bypass olsun hastalığın kendisini yok edemiyoruz. Biz burada darlığın sebep olduğu durumu yani yeteri kadar kalbe kanın gidememe durumunu düzeltebiliriz. O yüzden burada verilecek karar hastanın uzun vadede yaşamında en faydalı olacak metodun hangisi olduğuna karar vermek. Tabii buradaki en hassas konu hastanın diyabetinin olup olmaması ve damar yapısında kompleks mi yoksa basit darlıklar olup olmamasıdır. Hem şeker hastası hem kompleks damar yapısı varsa bypass ameliyatı öncelik olarak düşünülmelidir.”

 

GÖĞÜS DAMARIYLA YAPILAN BYPASS DAHA İYİ

 

Prof. Dr. Güden, bypass ameliyatlarında seçilen damarın uzun vadede hastanın yaşam kalitesini etkileyebileceğine dikkati çekerek “Eğer atardamar yani göğüs damarları tercih edilerek bypass ameliyatı yapılırsa ileri dönemde bu damarların açık kalma oranları daha yüksek olacaktır. Atardamarlardan yapılan bypasslarda 10 yıl boyunca açık kalma oranı yüzde 95’tir. Ama bacaktan alınan damarların 10 yıl açık kalma oranları yüzde 50 ila 60 arasındadır ve bu oranlarda çok ciddi farklar var. Bu konuda da iş cerrahlara düşüyor. Hastalara atardamarlarla bypass yapılması tercih edilmeli ki uzun vadede sonuçları daha iyi olsun” dedi. Bypass ameliyatlarında bacaktan alınan damarın daha çok kullanılmasına ilişkin ise Prof. Dr. Güden “Tabii atardamarın bypassta kullanılmasının tekniksel açıdan zorlukları var. Ameliyatlar daha uzun sürüyor. Ama en önemlisi bu teknikleri herkes kullanmıyor” şeklinde konuştu.

  Bu haber 3465 defa okunmuştur.   Editör: edit2

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER SAĞLIK-YAŞAM Haberleri
  Hastaneler Tümünü Gör
Hastanelerimiz içerisinden lütfen kalitelileri puanlayarak bize destek olunuz.
  • Özel Gözde Adıyaman Hastanesi
    5.0
  • Özel Liv Hospital Ankara
    1.0
  • Özel Okmeydanı Hastanesi İstanbul
    N/A
  • Özel Ataşehir Hastanesi İstanbul
    N/A
  • Özel Adana Hastanesi
    N/A
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  ANKET Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI