Tweet |
Ramazan ayında oruç tutarken, özellikle pandemi döneminde vücudumuzun direncine dikkat etmemiz gerekiyor. QNET’in Uzman Diyetisyeni Işın Sayın, “Oruç tutarken uzun süre susuzluğa maruz kalıyoruz, bu nedenle iftardan sahura kadar yeterli miktarda su almak yaşamsal önemde. Vücut suyu yüzde 65’ten yüzde 63’e düştüğünde zihinsel bulanıklık, rehavet, uyuklama, baş ağrısı, odaklanma güçlüğü yaşayabiliriz. Masa başı çalışanların zihinsel performansı, bedenen çalışanların bedensel dinamizmi açısından günlük su tüketimine dikkat etmek önemli” dedi.
“TÜKETTİĞİMİZ DİĞER SIVILAR SUYUN YERİNİ TUTMAZ”
Işın Sayın, suyun yerini çay, kahve ya da farklı sıvıların ikame edemeyeceğini belirterek şunları da söyledi: “Sıvı farklıdır, su farklı. Vücudumuz sıvılara farklı tepki verebilir. Ödem yapabilirler veya vücudunuzun suya ihtiyacı varken, vücuttan haddinden fazla su atabilirler. Oruç tutarken, maydanoz, lahana, mate çayı, mısır püskülü, kiraz sapı, form çay vb. ‘ödemim var’ deyip tüketmeyin. Suyun yerini özellikle oruç tutarken hiçbir şey tutamaz.”
Çay ve kahve tüketmeyi çok seven bir toplum olduğumuzu ifade eden Sayın, “1-2 çay bardağı açık çay veya 1 kahve iftardan sonra içilebilir. Bu oranı arttırmak, daha fazla su içmemize engel oluşturabilir, bu nedenle suyu ölçerek yani en az 1.5 litre tüketip diğer sıvıları daha az tüketelim. Ramazan ayı israfın olmadığı, doğal kaynakların değeri bildiğimiz bir aydır. Su tüketirken de doğal kaynaklarımızı koruyalım, su filtreleme cihazlarını tercih edelim” dedi.